O zamanlarda oyununun kendisinen daha ziyade kullanılmış olan müzikler oldukça ilgimi çekmişti. Hatta o kadar ki efektlerin ses düzeyini en aza indirip arka plan müziğini en yükseğe çekerekten, bir filmin içine dahil oluyormuşum gibi harika saatler geçiriyordum.
Daha sonra ise Medal of Honor Underground piyasa sürüldü. Oyun temin edildikten sonra Fransız direnişçi Manon Hanım ile maceralara atılmıştım. Buradaki Alman askerlerinin beni görünce 'ekinoooooks!' diye çığırmalarını asla unutamayacağım.
Yıllar geçti ve birçok Medal of Honor oyunu çıktı. Birkaçını oynama gafletinde bulundum -yine de Medal of Honor European Assult'un hakkını yememek lazım,fena bir oyun değildi- Ancak, içlerinde bu ilk iki oyun kadar beni etkileyen olmamıştır. Muhteşem Alman silahı Mp40'yi burada gördüm, burada beğendim.

Multiplayer için ise, Battlefield Bad Company 2 kadar olmasa da tatmin edici. Spawn noktaları rastgele olsa da server durumundan mütevellit olsa gerek spawn olma süreleri oldukça kısa. Silahları geliştirmek tabii ki puan topladıkça olan bir şey ama, bana kalırsa çok kısa sürede sağlam donanımlı silahlar elde edilebiliyor. Haritalar çok az, ama küçük olduklarından bir yerden bir yere gitmek çok kolay.
Eğer efsane oyun serisi Medal of Honor'u özledim, oynayasım geldi diyorsanız, sadece multiplayer kısmı sizi tatmin edecektir. Haberiniz ola...