31 Mayıs 2011

PIRATES OF THE CARIBBEAN: ON STRANGER TIDES

Yönetmen: Rob Marshall
Yapımcı: Jerry Bruckheimer
Orijinal Müzik: Hans Zimmer
Oyuncular: Johnny Depp, Penolepe Cruz, Geoffrey Rush, Ian McShane.
Imax ve 3d seçenekleri var.
"THERE SHOULD BE A CAPTAIN SOMEWHERE"
Karayip Korsanları serimizin dördüncü filmi olan Yabancı Denizlerde sanki üçüncü filmin kaldığı yerden devam etmiyormuş gibi. Bir önceki filmin sonuna bakarsak eğer  (At World's End) hiç te devam filmi olacak gibi değildi. Will Turner Davy Jones'un kalbini kendi kalbinin yerine koyup denizlere mahkum olmuş, Elizabeth'iyle barışmış, kaybolan Jack bulunmuştu. Zaten son filmi izleyenler oldukça alakasız bir konuyla serinin devam ettiğini görecekler. 
Bu filmde ise kahramanlarımız:) Jack, Kaptan Barbossa ve yeni eleman Angelica ve onun babası kötü kaptan Karasakal; İSpanya'da olduğu öngörülen Gençlik Çeşmesi (Fountain of Youth) ni bulmak için aksiyona atlıyorlar. 
- Filmi imax'te izleyen biri olarak, bu özelliğe hiç te gerek yokmuş diyorum. Üç boyutlu özellikleriyle izlenmese de olur.
- İkinci yarıda ortaya çıkan deniz kızları nefes kesici. Filmimizin erkek izleyici (hatta kadınlar bile) kitlesinin dibini düşürmesi beklenen Penolepe Cruz değil şiir gibi güzellikteki deniz kızlarıdır.
- Ben Kaptan Jack Sparrow'u çok özlemiştim, her türlü önüme koysalar yerdim onu. 
- Neyse ki şümşük Will Turner ve kaprisli yavuklusu Elizabeth Swan'dan sonsuza dek kurtulduk. Bu son filmde piyasa da yoklar. 
- Biraz zorlama bir senaryoya sahip bir film olsa da Yabancı Denizlerde, Karayip Korsanları sevenler için ilaç gibi gelecektir. Kötü eleştirilere kulak asmayın, İzlememezlik yapmayın.
- Son olarak özleyenler ama filmi göremeyenler için gelsin:
 





LARA CROFT AND THE GUARDIAN OF LIGHT

Platformlar: PC, XBOX 360, PS3,
Dağıtım: Square Enix
Yapımcı: Crystal Dynamics 
Çıkış Tarihi: Eylül 2010
Tür: Platform (ilerlemeli:D)
Minimum Sistem Gereksinimleri: Windows 7 / Vista / XP işletim sistemi, 3+ GHz Intel ya da 2.5+ GHZ AMD işlemci, 1 GB RAM (XP) / 2 GB RAM (Vista), 7 GB HDD alanı, GeForce 6800GT / ATI 1300XT ekran kartı.
Sana puanıııım: 10 üzerinden 8

Biliyorum, biraz geç kaldım bu oyunu tanıtmak için. Zira oyun geçen sene sonunda piyasaya çıktı. Ancak beni bu kadar süre yeni Lara Croft oyunundan uzak tutan şey yeni oluşumlara karşı biraz kuşkuyla bakmamdan kaynaklanıyor. Yani alıştığım ve yıllar yılı benimsediğim şeyleri bir anda değiştirmek bana göre değil. Yıllar önce aynı durumu Lara'cığım saç şeklini bildiğimiz alıştığımız güzel örgüden (belik) düz bir at kuyruğuna ve öndeki saçlarının yandan perçem olarak değiştirdiğinde de yaşamıştım.
Bahsettiğim büyük değişiklik (yoksa müzik temasındaki veya kostümlerindeki ufak değişiklik gözüme batmaz, hatta iyi bile olur) kamera açısının 3rd person bakış açısından izometrik diye adlandırılan bir kamera açısına takas edilmesidir. Diğer bir büyük değişiklik Lara'cığımın pek adeti olamayan co-op savaşma mantığıdır. Bu partner olayını aslında daha önce biraz değişik bir şekilde yaşamıştık. Hatırlarsanız Angel of Darkness denen zarar ziyan oyunda Kurtis Trent adlı karakteri kısa bir süreliğine biz idare edtmiştik. Bunun dışında el değmemiş maceracı dünyamıza kimse dokunmamıştı. Heee, bi de The Last Revelation'da bize meşalesiyle yol gösteren Mısırlı amca vardı. 

Oyunun konusuna gelirsek; bizi şaşırtmayan temelinde yine bir antik çağ efsanesi tabanlı bir konu var. Neymiş, Aztec'liler zamanında(!) ışığın koruyucucusu tanrı Totec (elemanımız bu) ve karanlığın muhafızı kaka tanrı Xolothl (Zolot diye okunuyor) arasında anlaşmazlık sonucu savaş çıkmış. Bu kötü tanrı gücünü bir aynadan alıyormuş ve düşmanlarını bu ayna sayesinde fena halde yamultuyormuş. Savaş sırasında Totec bir şekilde bu kötü tanrıyı bahsettiğimiz aynanın içine hapsederek taşlaştırmış. Ama nasıl olduysa ayna kayıplara karışmış ve bu aynayı da bi şekilde Lara bulur ancak kötü güçlerin eline geçer ayna. Kötü güçler ise aynanın içine hapsolan tanrı Xolothl'u salıverir. Yani karın ağrımız neymiş? Kaka tanrı Xolothl'u bulup aynaya geri hapsetmek. 
Maddeler halinde incelersek:
- Yeni oyunumuzda eski (bir önceki oyun Underworld) oyunun main theme (müzik olarak yani)i ve kostümleri kullanılmış. Bu konuda bir değişiklik yok.
- İzometrik kamera açısı sebebiyle görüş açımızda pek fazla sorun yok.
- Ana karakter -Lara ve Totec- ve yan karakterler iyi modellendirilmiş, göze hitap ediyor. 
- Grafikler ve ses efektleri yerinde, gayet kullanışlı. Patlamalar sırasında sanki ekran sarsılıyormuş gibi bir üç boyut etkisi var. Kulaklıkla oynayın derim. 
- Kullanılan silahlar çok çeşitli, ammo sıkıntısı yaşanmıyor, zira etrafta bolca mermi ve ayrıca da medpack var. 

- Oynanılabilirlik daha kolay olabilirmiş. Tomb Raider oyunlarında ezelden beridir var olan şu kayadan şu kutunun üstüne aşağı düşmeden atlayabilsem bari sıkıntısı bu oyunda da sıkça başıma geldi. 
- Bolcana bölümsonu canavarı (boss) var. 
- Oyunun genelinde ödüllendirme sistemi kullanılmış. 'Sen şu kadar relic neyin topla, ben de sana bi güzellik yapayım' fikri zaten birkaç oyundur var. Yine aynı şekilde ne kadar ne topladınız, ne gibi özellikler açılmış ana menüden takip edebiliyor, eksik olanlar için bölümü tekrar oynayabiliryorsunuz. Yeni olarak ise, oyun sahasına serpiştirilmiş ödül odaları var. Buralara girip ufak bulmacaları çözdükten sonra ödülünüzü alıp, çıkıyorsunuz. Bir de, duruma göre karşılaştığınız challenge etapları var: Şu nehri hiç yere değmeden geç, şu ejderhayı bilmem kaç saniyede al aşağı et, şurdan şuraya düşmeden geç, gibi. 


Sonuç olarak oyunumuz Tomb Raider etiketine sahip değil, bu yüzden bir ara oyun, 'al bunla oyalan sen' havası varmış gibi gelebilir. Ancak bu yanılgıya düşmemek gerekir. Gayet eğlenceli, akıcı, Lara Croft görselli bir çalışma olmuş. Emeği geçen herkese teşekkür eder; 
böyle bi şey vardı, o n'oldu ya? derim...








 

18 Mayıs 2011

BİR GEYŞANIN ANILARI

YAZAR: Arthur Golden
YAYINEVİ: Altın Kitaplar
ORİJİNAL ADI: Memoirs of a Geisha
TÜRKÇESİ: Azize Bergin, Zeliha İyidoğan Babayiğit

"Japonya'nın en ünlü geyşasının gerçek anılarının kusursuz bir içtenlik ve ince bir lirizimle anlatıldığı bu romanda, bakire kızların açık artırmalarda en yüksek veren alıcıya satıldığı; kadınların iktidarı elinde tutan erkekleri oyalamak için eğitildikleri; aşk hikayelerine küçümseyerek bakıldığı, dış görünümü görkemli bir dünya gözlerinizin önüne seriliyor." *
* Kitabın arka kapağından



KİTAPTA SIKÇA KULLANILMIŞ TERİMLER

ZORİ- Japon sandaleti.

zori
OBON FESTİVALİ- ölülerin ruhlarının geriye dönüşü festivali.

SAKİ- Japon pirinç rakısı.

SHAMISEN- 3 telli bir çalgıdır. Eski zamanlarda genç ve dişi kedilerin derileri gerilerek yapılırdı.

OBİ- Geleneksel Japon giysisi kimono üzerine takılan bol süslemeli, renkli kemer. Geyşalar için önden bağlanması makbuldür. Eğer arkadan bağlanmış bir obiye rastlanırsa, o geyşa hakkında iyi düşünülmez. 

KIMONO- Geleneksel Japon giysisi. İpek kumaştan yapılır ve oldukça renkli ve bol desenlidirler. İkinci dünya savaşı öncesi günlük giysi olarak kullanılmaktaydı fakat savaş sonrası çöken Japon ekonomisi nedeniyle kimonoyu elde etmesi zorlaşmış ve artık nesilden nesle aktarılan pahalı bir giysi olarak kalmıştır.

OKİYA- Geyşaların yaşadıkları ev.

devamı yakında...